Thorin ve Kafilesi
Durin Soyu’nun Kralı Thror Demir Dağlar’dan kaçtıktan sonra Yalnız Dağ’a geldi ve burada bir koloni oluşturdu. Kısa sürede cüceler çok zengin oldular. Durmadan altın kupalar, miğferler, kılıçlar ve baltalar yapıyorlardı. Kral Thror’un oğlu Thrain, torunları Frerin, Thorin ve Dis’de burada yaşıyorlardı.
2770 yılında, Thorin genç bir cüceyken, Altın Smaug Yalnız Dağ’a saldırdı ve birçok cüceyi katletti. Bu sırada Thorin dışarıdaydı ve Thrain ile Thror gizli bir kapı kullanarak Yalnız Dağ’dan kaçmayı başarmışlardı; ama nasıl kaçtıklarını Thorin’e hiçbir zaman söylemediler.
Thorin, ailesi ve bir grup cüce yıllarca evsiz dolaştılar. Hayatta kalmak için demircilik ve kömür madenciliği yaptılar. Kısa süreliğine Dunland’a yerleştiler.
2790 yılında Thror Khazad-dum’u ele geçirmek için Moria’ya gitti, ama ork lideri Azog tarafından öldürüldü. Bunun üzerine Thrain bir ordu topladı ve Puslu Dağlar’ın orklarıyla savaşmaya gitti.
2799 yılında Thorin Azanulbizar Savaşında savaştı ve burada Meşekalkan adını kazandı. Çünkü kalkanı kırıldığında yerine bir meşe ağacının dallarını kullandı. Bu savaşta Thorinin kardeşi Frerin öldürüldü. Cüceler savaşı kazanmalarına rağmen Khazad-dum’u ele geçirmediler, çünkü Durin’in Felaketi hala içeride dolaşıyordu.
Thorin ve Thrain Eriador’u dolaşmaya başladılar ve 2802 yılında Mavi Dağlara yerleştiler.
2841 yılında, Thrain altın bulma arzusuyla kendini tüketti ve Thorinle vedalaşıp Yalnız Dağa doğru yola koyuldu. Ama Thrain hiçbir zaman Yalnız Dağa varamadı; Sauron tarafindan yakalanip Dol Guldur’da tutsak edildi. Gandalf onu orada bulduğunda adını bile hatırlamıyordu. Thrain Gandalfa Yalnız Dağın haritasını ve gizli kapının anahtarını verdi. Fakat Gandalf cücenin kim olduğunu bilmediğinden haritayla ne yapacağını bilemedi ve onu yıllarca sakladı.
Thorin babasının kaderinden haberdar değildi. Balin ve Dwalin babasının Yalnız Dağ’a ulaşamadığına ve öldüğüne dair haberlerle dönünce, Thorin Durin halkının kralı oldu. Mavi Dağlar’daki koloni büyüdü ve Thorin’in liderliğinde zenginlikleri arttı.
Yıllar geçtikçe, Thorin Yalnız Dağ’daki hazineye karşı istek duymaya başladı. İntikam almanın kendisinin görevi olduğunu düşündü. Buna rağmen bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. Thorin kendini Gandalf hakkında düşünürken buldu. Ona danışmanın yararlı olacağını düşündü. Fakat Gandalf ile tanışmamıştı ve nerede bulacağını bilmiyordu.
15 Mart 2941 yılında, Thorin bir geziden dönerken, Bree’deki Sıçrayan Midilli Hanı’nda Gandalf ile karşılaştı. Thorin Gandalf’ı Mavi Dağlar’daki konaklarına davet etti. Gandalf ise kabul etti, çünkü Gandalf Sauron’un Lothorien ve Ayrıkvadi’ye saldırırken kuzeyde büyük hasar vermesi için ejderhayı kullanabileceğinden korkuyordu.
Thorin’in fikri bir ordu toplamak ve Yalnız Dağ’a yürümek ve Smaug’u öldürmekti, ama Gandalf Thorin’in toplayabileceği hiçbir ordunun bunu başaramayacağını söyledi ve bu görevin gizlilik içinde yapılmasının daha iyi olacağını söyledi. Böylelikle, Gandalf Bilbo Baggins adlı bir hobbiti gruba katmasını önerdi. Çünkü hobbitler gizlilik konusunda iyi olarak bilinirlerdi ve Smaug hobbit kokusuna yabancıydı. Cüceler Bilbo’yu iş arayan bir hırsız sandılar. Thorin ise bu konuda oldukça şüpheliydi, ama yine de Biblo ile tanışmayı kabul etti.
Thorin on üç cüceden oluşan bir grup topladı. Kendi ve yeğenleri Fili ile Kili ile birlikte Balin, Dwalin, Bifur, Bofur, Bombur, Oin, Gloin, Dori, Nori ve Ori.
Balin
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir.Balin, kafilenin cesur olduğu kadar iyi yürekli olan bir üyesiydi ve Hobbit ile birlikte maceralar yaşadıktan ve hobbit onun hayatını kurtardıktan sonra Hobbit’e düşkün biri oldu. Yalnız Dağ geri alındıktan sonra Balin, Khazad-dum’a gitti ama bu sefer trajediyle sonuçlandı.
Fundin oğlu Balin, 2763 yılında doğdu. Bir de genç kardeşi Dwalin vardı. Durin’in soyundan geliyorlardı. Balin çocuk iken Yalnız Dağ’da yaşadı. Smaug, 2770’de, Yalnız Dağ’ı ele geçirdiğinde, Balin Yalnız Dağ’ın dışındaydı ve Thorin ile kaçtı. Balin’in babası Fundin, 2799’da Azanulbizar Savaşı’nda katledildi. Daha sonra Balin, Mavi Dağlar’a yerleşmek için Thrain ve Thorin’e yardım etti.
2841 yılında, Balin ve Dwalin, Thrain’e dağı geri alması için yaptığı yolculuk sırasında eşlik etti. Ama onlar Sauron’un köleleri tarafından takip edildi. Takip edilmelerinin sebebi, Thrain’deki yüzüktü. 2845 yılında bir gece Kuyutorman’da kamp kurdukları esnada Thrain yakalandı ve Dol Guldur zindanlarına götürüldü. Balin, Dwalin ve diğerleri boşu boşuna Thrain’i aradılar.
2941 yılında ise Balin, bir kez daha Yalnız Dağ’ı Smaug’tan geri almak için toplanan Thorin’in kafilesindeki 13 cüceden biri oldu. Çıkın Çıkmazı’na ilk giren cüce kardeşi Dwalin, ikinci giren cüce ise Balin idi.Balin’in başlığı kırmızıydı ve keman çalıyordu.
Balin, diğer cücelerle birlikte Dumanlı Dağlar’ın orklarından kaçtı. Dev örümcekler tarafından kafile saldırıya uğradığında Balin, Bilbo’nun kaçış planını hemen uygulamaya soktu ve Bilbo görünmezken cüceler taş ile örümceklere saldırdılar. Bilbo da örümceklerin yanlarına gidip onlara saldırdı ve onları atlattı.
Daha sonra kafile, Orman elflerinin lideri Thranduil tarafından esir alındı ama Bilbo onları fıçılarla kurtardı.
Beş Ordular Muharebesi’nden sonra Balin, Yalnız Dağ’a yerleşti. 2949 yılında Gandalf ile birlikte Bilbo’yu ziyaret etmek için Shire’a gitti.
2989 yılında Balin Khazad-dum’a bir yolculuk planladı. Ori, Oin ve bir kaç cüce ile sefere gitti. Balin burada, mithril veya son cüce yüzüğünü bulmayı umut ediyordu.
Cüceler Gölgelidere Vadisi’ne geldiklerinde orada doğu kapısını tutan muhafız orkları gördüler. Bu orkların çoğunu katlederek 21. salona gittiler. Balin, Moria’nın lordu oldu ve cüceler mithrili buldular. Ancak bu koloni sadece 5 yıl dayanabildi.
10 Kasım 2994 yılında Balin Gölgelidere Vadisi’nde bir ork tarafından vurularak öldü. Cüceler orku katlettiler ama Balin öldü. Cüceler onu Mazarbul Odası’na gömdüler. Kalan cücelerin birçoğu ise Sudaki Gözcü tarafından öldürüldü. Böylece Balin’in grubundan kimse kalmadı.
15 Ocak 3019 yılında Kardeşlik Balin’in mezarından geçti. Mazarbul Odası’nda Mazarbul Kitabı’nı okudular. Gandalf ile Balrog’un savaşında Mazarbul Odası yıkıldı ve Balin’in mezarı bundan sonra huzur içinde orada kaldı.
Dwalin
Thorin’in Kafilesi’nde bir cücedir. Fundin’in oğlu Balin’in ise kardeşidir ve 2772’de doğmuştur. Onların ailesi Durin’in soyundandır. Dwalin mavi bir sakal ve parlak bir çift göze sahipti. O koyu yeşil bir başlığa sahipti ve viyola çalıyordu.
2841 yılında, Thorin Meşekalkan’ın babası Thrain Smaug’dan Yalnız Dağ’ı kurtarmayı denemeye karar verdi. Dwalin ve Balin onunla birlikte gitti. Onlar Yüzük Tayfları tarafından takip ediliyorlardı. 2845 yılında Kuyutorman'da bir gece kamp yaparken, Thrain yakalandı ve Dol Guldur’a götürüldü. Balin, Dwalin ve diğer cüceler onu aradılar ama bulamadılar.
Yüz yıl sonra 2941 yılında Thorin Yalnız Dağ’a gitmek için yanına Dwalin ile birlikte on iki Cüce aldı. Bilbo Baggins’in evine ilk Dwalin gelmiştir. Bilbo’ya bir de başlık ödünç vermiştir.
Durin Soyu’nun Kralı Thror Demir Dağlar’dan kaçtıktan sonra Yalnız Dağ’a geldi ve burada bir koloni oluşturdu. Kısa sürede cüceler çok zengin oldular. Durmadan altın kupalar, miğferler, kılıçlar ve baltalar yapıyorlardı. Kral Thror’un oğlu Thrain, torunları Frerin, Thorin ve Dis’de burada yaşıyorlardı.
2770 yılında, Thorin genç bir cüceyken, Altın Smaug Yalnız Dağ’a saldırdı ve birçok cüceyi katletti. Bu sırada Thorin dışarıdaydı ve Thrain ile Thror gizli bir kapı kullanarak Yalnız Dağ’dan kaçmayı başarmışlardı; ama nasıl kaçtıklarını Thorin’e hiçbir zaman söylemediler.
Thorin, ailesi ve bir grup cüce yıllarca evsiz dolaştılar. Hayatta kalmak için demircilik ve kömür madenciliği yaptılar. Kısa süreliğine Dunland’a yerleştiler.
2790 yılında Thror Khazad-dum’u ele geçirmek için Moria’ya gitti, ama ork lideri Azog tarafından öldürüldü. Bunun üzerine Thrain bir ordu topladı ve Puslu Dağlar’ın orklarıyla savaşmaya gitti.
2799 yılında Thorin Azanulbizar Savaşında savaştı ve burada Meşekalkan adını kazandı. Çünkü kalkanı kırıldığında yerine bir meşe ağacının dallarını kullandı. Bu savaşta Thorinin kardeşi Frerin öldürüldü. Cüceler savaşı kazanmalarına rağmen Khazad-dum’u ele geçirmediler, çünkü Durin’in Felaketi hala içeride dolaşıyordu.
Thorin ve Thrain Eriador’u dolaşmaya başladılar ve 2802 yılında Mavi Dağlara yerleştiler.
2841 yılında, Thrain altın bulma arzusuyla kendini tüketti ve Thorinle vedalaşıp Yalnız Dağa doğru yola koyuldu. Ama Thrain hiçbir zaman Yalnız Dağa varamadı; Sauron tarafindan yakalanip Dol Guldur’da tutsak edildi. Gandalf onu orada bulduğunda adını bile hatırlamıyordu. Thrain Gandalfa Yalnız Dağın haritasını ve gizli kapının anahtarını verdi. Fakat Gandalf cücenin kim olduğunu bilmediğinden haritayla ne yapacağını bilemedi ve onu yıllarca sakladı.
Thorin babasının kaderinden haberdar değildi. Balin ve Dwalin babasının Yalnız Dağ’a ulaşamadığına ve öldüğüne dair haberlerle dönünce, Thorin Durin halkının kralı oldu. Mavi Dağlar’daki koloni büyüdü ve Thorin’in liderliğinde zenginlikleri arttı.
Yıllar geçtikçe, Thorin Yalnız Dağ’daki hazineye karşı istek duymaya başladı. İntikam almanın kendisinin görevi olduğunu düşündü. Buna rağmen bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. Thorin kendini Gandalf hakkında düşünürken buldu. Ona danışmanın yararlı olacağını düşündü. Fakat Gandalf ile tanışmamıştı ve nerede bulacağını bilmiyordu.
15 Mart 2941 yılında, Thorin bir geziden dönerken, Bree’deki Sıçrayan Midilli Hanı’nda Gandalf ile karşılaştı. Thorin Gandalf’ı Mavi Dağlar’daki konaklarına davet etti. Gandalf ise kabul etti, çünkü Gandalf Sauron’un Lothorien ve Ayrıkvadi’ye saldırırken kuzeyde büyük hasar vermesi için ejderhayı kullanabileceğinden korkuyordu.
Thorin’in fikri bir ordu toplamak ve Yalnız Dağ’a yürümek ve Smaug’u öldürmekti, ama Gandalf Thorin’in toplayabileceği hiçbir ordunun bunu başaramayacağını söyledi ve bu görevin gizlilik içinde yapılmasının daha iyi olacağını söyledi. Böylelikle, Gandalf Bilbo Baggins adlı bir hobbiti gruba katmasını önerdi. Çünkü hobbitler gizlilik konusunda iyi olarak bilinirlerdi ve Smaug hobbit kokusuna yabancıydı. Cüceler Bilbo’yu iş arayan bir hırsız sandılar. Thorin ise bu konuda oldukça şüpheliydi, ama yine de Biblo ile tanışmayı kabul etti.
Thorin on üç cüceden oluşan bir grup topladı. Kendi ve yeğenleri Fili ile Kili ile birlikte Balin, Dwalin, Bifur, Bofur, Bombur, Oin, Gloin, Dori, Nori ve Ori.
Balin
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir.Balin, kafilenin cesur olduğu kadar iyi yürekli olan bir üyesiydi ve Hobbit ile birlikte maceralar yaşadıktan ve hobbit onun hayatını kurtardıktan sonra Hobbit’e düşkün biri oldu. Yalnız Dağ geri alındıktan sonra Balin, Khazad-dum’a gitti ama bu sefer trajediyle sonuçlandı.
Fundin oğlu Balin, 2763 yılında doğdu. Bir de genç kardeşi Dwalin vardı. Durin’in soyundan geliyorlardı. Balin çocuk iken Yalnız Dağ’da yaşadı. Smaug, 2770’de, Yalnız Dağ’ı ele geçirdiğinde, Balin Yalnız Dağ’ın dışındaydı ve Thorin ile kaçtı. Balin’in babası Fundin, 2799’da Azanulbizar Savaşı’nda katledildi. Daha sonra Balin, Mavi Dağlar’a yerleşmek için Thrain ve Thorin’e yardım etti.
2841 yılında, Balin ve Dwalin, Thrain’e dağı geri alması için yaptığı yolculuk sırasında eşlik etti. Ama onlar Sauron’un köleleri tarafından takip edildi. Takip edilmelerinin sebebi, Thrain’deki yüzüktü. 2845 yılında bir gece Kuyutorman’da kamp kurdukları esnada Thrain yakalandı ve Dol Guldur zindanlarına götürüldü. Balin, Dwalin ve diğerleri boşu boşuna Thrain’i aradılar.
2941 yılında ise Balin, bir kez daha Yalnız Dağ’ı Smaug’tan geri almak için toplanan Thorin’in kafilesindeki 13 cüceden biri oldu. Çıkın Çıkmazı’na ilk giren cüce kardeşi Dwalin, ikinci giren cüce ise Balin idi.Balin’in başlığı kırmızıydı ve keman çalıyordu.
Balin, diğer cücelerle birlikte Dumanlı Dağlar’ın orklarından kaçtı. Dev örümcekler tarafından kafile saldırıya uğradığında Balin, Bilbo’nun kaçış planını hemen uygulamaya soktu ve Bilbo görünmezken cüceler taş ile örümceklere saldırdılar. Bilbo da örümceklerin yanlarına gidip onlara saldırdı ve onları atlattı.
Daha sonra kafile, Orman elflerinin lideri Thranduil tarafından esir alındı ama Bilbo onları fıçılarla kurtardı.
Beş Ordular Muharebesi’nden sonra Balin, Yalnız Dağ’a yerleşti. 2949 yılında Gandalf ile birlikte Bilbo’yu ziyaret etmek için Shire’a gitti.
2989 yılında Balin Khazad-dum’a bir yolculuk planladı. Ori, Oin ve bir kaç cüce ile sefere gitti. Balin burada, mithril veya son cüce yüzüğünü bulmayı umut ediyordu.
Cüceler Gölgelidere Vadisi’ne geldiklerinde orada doğu kapısını tutan muhafız orkları gördüler. Bu orkların çoğunu katlederek 21. salona gittiler. Balin, Moria’nın lordu oldu ve cüceler mithrili buldular. Ancak bu koloni sadece 5 yıl dayanabildi.
10 Kasım 2994 yılında Balin Gölgelidere Vadisi’nde bir ork tarafından vurularak öldü. Cüceler orku katlettiler ama Balin öldü. Cüceler onu Mazarbul Odası’na gömdüler. Kalan cücelerin birçoğu ise Sudaki Gözcü tarafından öldürüldü. Böylece Balin’in grubundan kimse kalmadı.
15 Ocak 3019 yılında Kardeşlik Balin’in mezarından geçti. Mazarbul Odası’nda Mazarbul Kitabı’nı okudular. Gandalf ile Balrog’un savaşında Mazarbul Odası yıkıldı ve Balin’in mezarı bundan sonra huzur içinde orada kaldı.
Dwalin
Thorin’in Kafilesi’nde bir cücedir. Fundin’in oğlu Balin’in ise kardeşidir ve 2772’de doğmuştur. Onların ailesi Durin’in soyundandır. Dwalin mavi bir sakal ve parlak bir çift göze sahipti. O koyu yeşil bir başlığa sahipti ve viyola çalıyordu.
2841 yılında, Thorin Meşekalkan’ın babası Thrain Smaug’dan Yalnız Dağ’ı kurtarmayı denemeye karar verdi. Dwalin ve Balin onunla birlikte gitti. Onlar Yüzük Tayfları tarafından takip ediliyorlardı. 2845 yılında Kuyutorman'da bir gece kamp yaparken, Thrain yakalandı ve Dol Guldur’a götürüldü. Balin, Dwalin ve diğer cüceler onu aradılar ama bulamadılar.
Yüz yıl sonra 2941 yılında Thorin Yalnız Dağ’a gitmek için yanına Dwalin ile birlikte on iki Cüce aldı. Bilbo Baggins’in evine ilk Dwalin gelmiştir. Bilbo’ya bir de başlık ödünç vermiştir.
Hobbit demiş ki
Çay vaktinden azıcık önce kapı korkunç bir şekilde çalındı
ve işte o zaman hatırladı! Aceleyle koşup çaydanlığı ateşe, bir çay bardağıyla
tabağını ve fazladan bir iki dilim keki de masaya koyarak kapıya koştu.
Tam “Sizi beklettiğim için özür dilerim!” diyecekti ki kapıdakinin hiç de Gandalf olmadığını gördü. Bu mavi sakalı altın bir kemere sıkıştırılmış ve koyu yeşil başlığının altında gözleri pırıl pırıl parlayan bir cüceydi ve kapı açılır açılmaz davet edilmişçesine içeriye daldı.
Başlıklı pelerinini en yakın askıya asıp, “Dwalin, hizmetinizdeyim!” dedi yerlere kadar eğilerek.
Tam “Sizi beklettiğim için özür dilerim!” diyecekti ki kapıdakinin hiç de Gandalf olmadığını gördü. Bu mavi sakalı altın bir kemere sıkıştırılmış ve koyu yeşil başlığının altında gözleri pırıl pırıl parlayan bir cüceydi ve kapı açılır açılmaz davet edilmişçesine içeriye daldı.
Başlıklı pelerinini en yakın askıya asıp, “Dwalin, hizmetinizdeyim!” dedi yerlere kadar eğilerek.
Bilbo Kuyutorman’da cüceleri örümceklerden kurtardıktan sonra Thorin’in olmadığını ilk fark eden Dwalin’dir.
Hobbit demiş ki
O anda Bilbo taşı attı.Taş küt diye örümceğin kafasına
çarptı ve örümcek kendinden geçmiş bir şekilde ağaçtan düştü ve bacakları
kıvrılmış halde bum diye yere çarptı.
Sonraki taş vınlayarak büyük bir ağın arasından geçti ve tüm bağlarını kopartarak ortasında oturan örümceği küt diye aşağı düşüp öldürdü. Aklına azgın örümcekleri becerebilirse cücelerden uzağa, iyice uzağa sürme, onları aynı anda hem meraklandırma, hem heyecanlandırma, hem de kızdırma fikri geldi. Nerdeyse elli tanesi eskiden durduğu yere gidince, onlara ve arkada duran diğerlerine biraz daha taş attı Ve sonra onları çileden çıkartmak ve hepsini peşine düşürmek ve tabii cücelerinde sesini duymasını sağlamak için ağaçların arasında dans edip şarkı söylemeye başladı.
İşte şarkısı:
Yaşlı tombul örümcek örüyor ağını ağaçta
Yaşlı tombul örümcek göremiyor beni asla
Kafadanbacaklı! Kafadanbacaklı!
Hadi dursana böcek,
Durup beni aramayacak mısın yoksa?
Yaşlı ahmak, boyunsuz gövde işte bak,
Yaşlı ahmak, bulamaz yerimi salak!
Kafadanbacaklı! Kafadanbacaklı!
Bırak kendini, düş aşağı!
Bulamaz asla beni ağacına bile saklansak!
Belki çok güzel değildi, ama göz önünde bulundurmalısınız ki bunu kendi kendine ve çok güç bir anda, hazırlıksız olarak yapmak zorundaydı. Bilbo tüm cüceleri kurtardı.Hepsi çok yorulmuşlardı ve uykuya daldılar.
Ardından Aniden Dwalin bir gözünü açıp çevrelerine bakındı.”Thorin nerede?” diye sordu.
Bu korkunç bir şoktu. Tabii ki yalnızca onüç kişiydiler. Oniki cüce ve bir hobbit. Gerçekten Thorin neredeydi?
Sonraki taş vınlayarak büyük bir ağın arasından geçti ve tüm bağlarını kopartarak ortasında oturan örümceği küt diye aşağı düşüp öldürdü. Aklına azgın örümcekleri becerebilirse cücelerden uzağa, iyice uzağa sürme, onları aynı anda hem meraklandırma, hem heyecanlandırma, hem de kızdırma fikri geldi. Nerdeyse elli tanesi eskiden durduğu yere gidince, onlara ve arkada duran diğerlerine biraz daha taş attı Ve sonra onları çileden çıkartmak ve hepsini peşine düşürmek ve tabii cücelerinde sesini duymasını sağlamak için ağaçların arasında dans edip şarkı söylemeye başladı.
İşte şarkısı:
Yaşlı tombul örümcek örüyor ağını ağaçta
Yaşlı tombul örümcek göremiyor beni asla
Kafadanbacaklı! Kafadanbacaklı!
Hadi dursana böcek,
Durup beni aramayacak mısın yoksa?
Yaşlı ahmak, boyunsuz gövde işte bak,
Yaşlı ahmak, bulamaz yerimi salak!
Kafadanbacaklı! Kafadanbacaklı!
Bırak kendini, düş aşağı!
Bulamaz asla beni ağacına bile saklansak!
Belki çok güzel değildi, ama göz önünde bulundurmalısınız ki bunu kendi kendine ve çok güç bir anda, hazırlıksız olarak yapmak zorundaydı. Bilbo tüm cüceleri kurtardı.Hepsi çok yorulmuşlardı ve uykuya daldılar.
Ardından Aniden Dwalin bir gözünü açıp çevrelerine bakındı.”Thorin nerede?” diye sordu.
Bu korkunç bir şoktu. Tabii ki yalnızca onüç kişiydiler. Oniki cüce ve bir hobbit. Gerçekten Thorin neredeydi?
Dwalin Smaug’un ölümünden sonra Yalnız Dağ’a yerleşmiştir. Balin Moria için 2989’da yola çıkmıştır ancak Dwalin Yalnız Dağ’da kalmıştır. Yüzük Savaşları sırasında da Yalnız Dağ’da yaşıyordu.
Yüzüklerin Efendisi ek A’da Dwalin’in ölüm tarihi 3112 olarak geçer; ancak bunu haksız çıkaran iki şey var. İlk olarak Üçüncü Çağ 3021 yılında sona erdi. 3112 yılı da Dördüncü Çağ’ın 91.yılına denk gelir. İkinci olarak 340 yaşında ölmüş oluyor ki bu en yaşlı ölen Cüce olmasını sağlar, ancak Dwalin 251 yaşında öldü. Bu da Dördüncü Çağ’ın 2.yılı civarına denk geliyor.
Fili ve Kili
Fili 2859, Kili ise 2864’de Mavi Dağlar’da doğdu. Thorin’in Kafilesine katıldılar. Onlar Durin’in soyundandı ve anneleri Dis Thorin Meşekalkan’ın kardeşiydi.Fili’nin sarı bir sakalı, uzun bir burunu ve mavi bir başlığı ve çok keskin gözleri vardı. Keman çalardı.Kili ise mavi bir keman’a sahipti.
Fili ve Kili 2941’e kadar Mavi Dağlar’da yaşadılar. Ta ki amcaları Thorin’in onları Yalnız Dağ’ı Smaug’tan kurtarmak için seçmesine kadar. Kafile 13 Cüce, büyücü Gandalf ve Hobbit Bilbo’dan oluşuyordu.
Hobbit demiş ki
Bilbo birayı ve keki tam önlerine koymuştu ki bangır bangır
bir zil sesi, sonra bir zil sesi daha duyuldu.
‘Bu sefer kesin Gandalf’tır’ diye düşündü Bilbo, öfleye püfleye geçidi geçerken.Ama yanıldı.İkisi de mavi başlıklı, gümüş kemerli ve sarı sakallı iki cüce daha gelmişti ve her birinin elinde bir torba alet edavat ve bir bahçıvan beli vardı.Kapı açılır açılmaz içeri daldılar – Bilbo şaşıramadı bile.
‘Sizler için ne yapabilirim, cücelerim?’ dedi Bilbo.
‘Kili, hizmetinizdeyim!’ dedi birisi.’Fili, ben de!’ diye ekledi diğeri; ikisi de başlıklarını çıkartıp eğilerek selam verdiler.
‘Bu sefer kesin Gandalf’tır’ diye düşündü Bilbo, öfleye püfleye geçidi geçerken.Ama yanıldı.İkisi de mavi başlıklı, gümüş kemerli ve sarı sakallı iki cüce daha gelmişti ve her birinin elinde bir torba alet edavat ve bir bahçıvan beli vardı.Kapı açılır açılmaz içeri daldılar – Bilbo şaşıramadı bile.
‘Sizler için ne yapabilirim, cücelerim?’ dedi Bilbo.
‘Kili, hizmetinizdeyim!’ dedi birisi.’Fili, ben de!’ diye ekledi diğeri; ikisi de başlıklarını çıkartıp eğilerek selam verdiler.
Kafile Puslu Dağlar’dan geçerken bir fırtınaya yakalandı. Fili ve Kili sığınmak için bir mağara buldular ancak mağara orclar tarafından tutuluyordu. Cüceler ve Bilbo Büyük Orc tarafından ele geçirildiler ama Gandalf onları kurtardı. Dağın altındaki tünellerde Bilbo Tek Yüzük’ü buldu.
Fili Kuyutorman’da Bilbo’ya örümceklerle savaşırken yardım etti. Ama ağlar yüzünden sakalının çoğunu kesmek zorunda kaldı. Ardından Fili ve Kili diğer cücelerle birlikte Orman Elfleri tarafından tutsak edildiler. Bilbo onları varillere sokarak nehirden aşağıya gönderdi. Fili ve Kili varilleri açmada ona yardım ettiler. Fili bir elma varilinde gelmişti ve bir daha asla elma yemedi.
Yalnız Dağ’da Fili Balin, Bilbo ve Kili'yle ön kapıyı araştırmaya gitti. Fili ve Kili Bilbo’nun Dağ’ın gizli girişini bulmasına yardım ettiler. Ama içeriye girmediler. Smaug gittikten sonra hazinedeki altın harpları aldılar. Fili ve Kili kaçan midillileri geri getirmek için yollandılar.
Thorin Bard’ın hazinede ki payını kabul etmedi ama Fili ve Kili amcalarının görüşünü paylaşmıyorlardı. Buna rağmen Beş Ordular Savaşın’da amcalarının bedenini ölene kadar savundular.
Hobbit demiş ki
Aniden büyük bir haykırış ve kapıdan bir boru sesi duyuldu.
Thorin’i unutmuşlardı! Duvarın bir bölümü manivelalarla yerinden oynatılarak
bir çatırtıyla havuza düştü. Dağaltı’nın Kralı dışarı fırladı, yoldaşları da
onunla birlikte. Kukuleta ve pelerinleri gitmişti, ışıldayan zırhlar
içindeydiler ve gözleri kızıl ışıklar saçıyordu. Karanlığın içinde ulu cüce
sönmeye yüz tutmuş bir ateşin içindeki altın misali parlıyordu.
Başlarının üzerindeki goblinler tarafından üstlerine kayalar fırlatıldı; ama dayandılar, çavlanın dibine atlayıp savaşa koştular. Önlerine çıkan kurtlar ve binicileri ya düşüyor, ya da kaçıyordu. Thorin baltasını kuvvetle savurarak kuvvetli darbeler indiriyorlardı ve hiçbir şey ona zarar vermiyor gibiydi.
“Bana gelin! Bana gelin! Elfler ve insanlar! Bana gelin! Ey hısımlarım!”
Diye haykırması ve sesi vadide borazan gibi öttü.
Dain’in bütün cüceleri düzene filan kulak asmadan yardımına koştular. Göl insanlarının birçoğu da Bard onlara engel olamadığından geldi ve diğer taraftan çok sayıda elf mızrakçısı onlara katıldı. Goblinler vadide bir darbe daha aldılar ve yığılan cesetleri Dalei karanlık ve çirkin bir hale çevirdi. Warglar dört bir yana dağıldı ve Thorin dosdoğru Bolg’un fedailerinin üzerine yürüdü. Ama saflarını delmeyi başarmadı.
Arkasında çoktan goblinlerle beraber pek çok insan, cüce ve ormanda uzun çaplarca sürecek neşeli ömürler sürmesi gereken nice güzel elf yatıyordu. Ve vadi genişledikçe ilerleyişi giderek yavaşladı. Sayıları çok azdı. Kanatları savunmasızdı. Çok geçmeden saldıranlar saldırıyla karşılaştı ve her yönden goblinler ve hücuma dönen kurtlarla çevrili büyük bir halkanın içinde hapsoldular. Bolg’un fedaileri uluyarak üstlerine geldi ve saflarını kumdan yarlara vuran dalgalar gibi erittiler. Dağ’dan gelen saldırı iki misli şiddetle yenilendiğinden ve iki yanda da insanlar ve elfler yavaş yavaş yenilmekte olduğundan, dostları da yardıma koşamazdı. Fili ve Kili, annelerinin en büyük kardeşi Thorin’i kalkanları ve vücutlarıyla siper olup korumaya çalışırken öldüler.
Başlarının üzerindeki goblinler tarafından üstlerine kayalar fırlatıldı; ama dayandılar, çavlanın dibine atlayıp savaşa koştular. Önlerine çıkan kurtlar ve binicileri ya düşüyor, ya da kaçıyordu. Thorin baltasını kuvvetle savurarak kuvvetli darbeler indiriyorlardı ve hiçbir şey ona zarar vermiyor gibiydi.
“Bana gelin! Bana gelin! Elfler ve insanlar! Bana gelin! Ey hısımlarım!”
Diye haykırması ve sesi vadide borazan gibi öttü.
Dain’in bütün cüceleri düzene filan kulak asmadan yardımına koştular. Göl insanlarının birçoğu da Bard onlara engel olamadığından geldi ve diğer taraftan çok sayıda elf mızrakçısı onlara katıldı. Goblinler vadide bir darbe daha aldılar ve yığılan cesetleri Dalei karanlık ve çirkin bir hale çevirdi. Warglar dört bir yana dağıldı ve Thorin dosdoğru Bolg’un fedailerinin üzerine yürüdü. Ama saflarını delmeyi başarmadı.
Arkasında çoktan goblinlerle beraber pek çok insan, cüce ve ormanda uzun çaplarca sürecek neşeli ömürler sürmesi gereken nice güzel elf yatıyordu. Ve vadi genişledikçe ilerleyişi giderek yavaşladı. Sayıları çok azdı. Kanatları savunmasızdı. Çok geçmeden saldıranlar saldırıyla karşılaştı ve her yönden goblinler ve hücuma dönen kurtlarla çevrili büyük bir halkanın içinde hapsoldular. Bolg’un fedaileri uluyarak üstlerine geldi ve saflarını kumdan yarlara vuran dalgalar gibi erittiler. Dağ’dan gelen saldırı iki misli şiddetle yenilendiğinden ve iki yanda da insanlar ve elfler yavaş yavaş yenilmekte olduğundan, dostları da yardıma koşamazdı. Fili ve Kili, annelerinin en büyük kardeşi Thorin’i kalkanları ve vücutlarıyla siper olup korumaya çalışırken öldüler.
Bifur
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir. Bifur Khazad-dum cücelerindendi ve Durin soyundan gelmiyordu. Kuzenleri Bofur ve Bombur’du. Bifur’un başlığı sarıydı ve klarnet çalıyordu.
Bifur Thorin tarafından seçilmişti. 26 Nisan’da Bofur, Bombur, Thorin ve Gandalf ile Çıkın Çıkmazı’na geldi. Bilbo kapıyı aniden açınca hepsi yere düştü.
Bifur ve Bombur Troller tarafından yakalandıklarında onlara çok sert karşılık verdiler. Bifur ve Bofur fıçılarla kaçışta en az hasarı almışlardı ve çok az ıslanmışlardı. Ama Bilbo onları kurtardığında ona yardım edemediler.
Hobbit demiş ki
Bifur ve Bofur sağa sola en az çarpmış, diğerlerine göre
kuru kalmışlardı ama yere uzanıp kollarını bile kıpırdatmadılar.
Yalnız Dağ’da Smaug dışarı çıktığında Bifur kuzenleri Bofur ile Bombur’un dışarıda kaldıklarını hatırladı ve çıkıp onları kurtardılar. Bifur Beş Ordular Muharabesin’den sağ çıktı ve Yalnız Dağ’a yerleşti. Yüzük Savaşları sırasında da orada yaşıyordu. Bifur’un ölüm tarihi bilinmez.
Bofur
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir. Bofur Bombur’un kardeşi, Bifur’un ise kuzeniydi.Bofur Khazad-dum cücelerindendi ve Durin soyundan gelmiyordu. Bofur’un başlığı yeşildi ve klarnet çalıyordu. Bofur Yalnız Dağ’a olan yolculuk için Thorin tarafından seçildi.
Beorn’un evinde Bofur Bilbo’nun yatağının üstündeki yatakta yatıyordu. Bilbo onları fıçılarla kurtardıktan sonra kuzeni Bifur ile yere yığıldılar. Yalnız Dağ’da Bofur ve Bombur midillileri korumak için aşağıda bırakıldılar. Smaug dışarı çıktığında ise Bofur ve Bombur diğer cüceler ve Bilbo tarafından kurtarıldı.
Bofur Beş Ordular Muharabesin’den sağ çıktı ve Yalnız Dağ’a yerleşti. O da aynı kuzeni Bifur gibi Yüzük Savaşları sırasında orada yaşıyordu. Bofur’un da ölüm tarihi bilinmez.
Bombur
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir. Bombur Bofur’un kardeşi Bifur’un ise kuzenidir. O da Thorin tarafından seçilmişti. Bombur’un başlığı soluk yeşildi ve davul çalıyordu.
Bombur oldukça şişmandı ve bu sorun Yalnız Dağ’a olan yolculukta bir çok sıkıntı getirdi. Dumanlı Dağlar’da goblinlerden kaçarken çok zorlandı. Beorn’un evinde de beklemek yerine hemen o da eve geldi.
Kafile Kuyutorman’da Büyülü Nehir’i geçerken Bombur bir karaca yüzünden nehrin içine düştü. Onu kurtardılar ama o uzun bir uykuya dalmıştı. Cüceler birkaç gün boyunca onu taşıdılar. Sonunda Bombur uyandı. Rüyasında mükemmel yemekler ve içecekler görmüştü ve arkadaşlarına anlatarak onları rahatsız etti.
Cüceler örümcekler tarafından yakalandıktan sonra ilk olarak Bombur’u yemeye çalıştılar. Bilbo onu öldürmek üzere olan örümceğe bir taş fırlattı ve onu ağaçtan aşağı düşürdü. Etrafındaki diğer örümcekleri ise Sting ile iğneledi. Ardından cücelerin hepsini teker teker kurtardı.
Yalnız Dağ’da ise Smaug dışarı çıktığında Bombur ile Bofur dışarıdaydı ama diğer cüceler tarafından kurtarıldılar. Elf ordusu ve göl insanları hazineden pay almak için geldiklerinde cüceler bir duvar inşa ettiler. Bir gün Bombur nöbetçiyken Bilbo geldi ve ona gidip yatmasını, kendisinin onun yerine nöbet tutacağını söyledi.Bombur buna çok sevindi ve gidip yattı.
Beş Ordular Muharabesi’nde sağ kaldı ve Yalnız Dağ’a yerleşti. 3018’de Ayrıkvadi’de Gloin, Bombur hakkında Frodo’ya şunları söyledi.
Gloin demiş ki
Bombur artık o kadar şişmanlamıştı ki kendi kendine
kanepeden kalkıp da sofraya oturamıyordu, ancak altı genç cüce yerinden
kaldırabiliyordu onu.
Gloin
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir.Üçüncü Çağ’ın 2783. yılında doğmuştur. Babası Groin, abisi Oin, oğlu ise Elf-dostu Gimli’dir. Gloin Durin’in soyundan geliyordu. 2799’da Azanulbizar Savaşı’ndan sonra Gloin Thrain ve Thorin ile Mavi Dağlar’a gitmiştir. Oğlu Gimli 2879 yılında doğdu.
2941’de Thorin’e eşlik etmiş ve Kafile’ye katıldı. Gloin’in başlığı beyazdı. Gloin ve abisi Oin ateş yakmada çok iyiydiler. Gloin Bilbo’yu ilk gördüğünde onun bir hırsızdan çok bakkala benzediğini söylemiştir.
Hobbit demiş ki
Hıhh! Bunları yapacağını mı sanıyorsunuz? Gandalf için bu
hobbitten cesur diye bahsetmek kolay, ama en küçük bir heyecan anında deminki
gibi bir çığlık, ejderi ve tüm akrabalarını uyandırmaya, ardından gelip bizi
öldürmelerine yeter de artar bile. Hem bence bu çığlık heyecandan çok, bir
korku çığlığıydı. Zaten kapıdaki işaret olmasa yanlış eve geldiğimize tamamen
emin olacaktım. Onu paspasın üzerinde bir o yana, bir bu yana öfleyip püflerken
gördüğümden beri şüphe içindeyim. Bir hırsıza değil, bakkala benziyor!
Beş Ordular Savaşı’ndan sonra Gloin Yalnız Dağ’a yerleşti. Diğer hayatta kalan cücelerde oraya yerleşip orada başarılı oldular, ama Balin yanına bir grup cüce olarak Moria’ya gitti ve geri dönmedi. 3017 yılında Mordor’dan bir haberci geldi. Hobbit hakkında bilgi istedi ama Dain ona cevap vermedi ve Gloin’i Elrond’a danışması için Ayrıkvadi’ye gönderdi. Gloin ile oğlu Gimli 3018’de Ayrıkvadi’ye vardılar. Ayrıkvadi’de Gloin Frodo ile konuştu ardından Gimli ile beraber Divan’a katıldı. Oğlu Gimli Yüzük Kardeşliği’ne seçildi.
Yüzüklerin Efendisi Yüzük Kardeşliği demiş ki
Halkımızın üzerine," dedi Gloin, "bir huzursuzluk
gölgesi düşeli çok yıllar oluyor. Bunun nereden geldiğini ilk başta fark
edemedik. Kıyıda köşede fısıldaşmalar başladı: Bizim dar bir yere sıkışıp
kaldığımız, daha geniş bir dünyada daha büyük zenginlikler ve ihtişam
bulacağımız söyleniyordu. Bazıları kendi dilimizde Khazad-dûm dediğimiz,
dedelerimizin muazzam eseri Moria'dan söz ediyordu; artık nihayet oraya dönmek
için yeterince güce ve nüfusa sahip olduğumuzu söylüyorlardı."
Gloin iç geçirdi. "Moria! Moria! Kuzey dünyasının harikası! Haddinden fazla derinlere kadar kazıp, isimsiz korkuyu uyandırmıştık orada. Nicedir, Durin'in çocukları kaçtığından beri, Moria'nın engin malikâneleri bomboş yatıyordu. Ama şimdi gene hasretle adını anar olmuştuk; fakat korkuyorduk da, çünkü nice kralın ömrü boyunca Khazad-dûm'un kapılarından geçmeye cüret etmiş tek bir cüce vardı, o da Thror idi ve orada can vermişti. Buna rağmen sonunda Balin fısıltıları dinledi ve gitmeye azmetti; Dâin ona iznini gönül rızasıyla vermedi gerçi, ama o yanına Ori'yi, Oin'i ve halkımızdan daha nicesini alıp güneye gitti.
"Bu otuz yıl kadar önceydi. Bir süre haber aldık onlardan, haberler de iyiye benziyordu: Moria'ya girmiş ve büyük işlere başlamışlardı. Sonra sesleri solukları kesildi ve o zamandan bu yana Moria'dan tek bir kelime bile gelmedi.
"Sonra, bir yıl kadar önce Dain'e bir ulak geldi, ama Moria'dan değil - Mordor'dan: Gece vakti Dâin'i cümle kapısına çağıran bir atlı. Onun deyimiyle Büyük Hükümdar Sauron, bizim dostluğumuzu di-lermiş. Karşılık olarak da yüzükler verecekmiş, eskiden verdiği gibi. Ve haberci ısrarla hobbitlere dair sorular sordu: ne cins olduklarını, nerede yaşadıklarını. 'Çünkü' dedi, 'Sauron sizlerin vaktiyle bunlardan birini tanımış olduğunuzu biliyor!
"Bunun üzerine biz pek sıkıntılandık ve cevap vermedik. Derken atlı o korkunç sesini alçalttı, elinden gelse tatlı tatlı konuşacaktı. 'Sauron sizden sırf dostluğunuzun küçük bir nişanı olarak bu hırsızı yakalayıp,' dedi aynen bu kelimeyle, 'ondan bir zamanlar çalmış olduğu küçük, kıymetsiz mi kıymetsiz bir yüzüğü rızası olsa da olmasa da geri almanızı istiyor. Bu Sauron'un gönlünü çelen basit bir oyuncak sadece, ama sizin iyi niyetinizin teminatı olacaktır. O yüzüğü bulursanız eskiden cüce atalarınızın olan üç yüzüğü geri alırsınız, Moria beldesi de ebediyen sizin olur. Sırf hırsızın haberini, hâlâ yaşayıp yaşamadığını, nerede yaşadığını bulsanız bile, hem büyük bir ödül hem de Hükümdar'ın sonsuz dostluğunu kazanırsınız. Bir reddedin hele, o zaman işler pek de hoş görünmeyecektir gözünüze. Reddediyor musunuz?
"Burada nefesi aynı bir yılan tıslaması gibi çıkınca etraftaki herkesin tüyleri diken diken oldu ama Dain, 'Ne evet, ne hayır diyorum. Bu mesajı ve zarif kisvesinin ardında ne mana taşıdığını düşünmem icap ediyor,'dedi.
"O, iyi düşünün, ama çok uzamasın,! dedi.
"Vakit benim vaktim, istediğim kadar düşünürüm,' diye cevapladı Dain.
"O, 'Şimdilik,' diyerek karanlığın içine doğru sürdü atını.
"O geceden beridir, kasvet yüklü şeflerimizin yürekleri. Ulağın sesi öyle iç bulandırıcı olmasa da, sözlerinin hem tehdit ve hem de hile taşıdığından şüphe duyacak değildik; çünkü Mordor'a yeniden giren o kudretin değişmediğini ve eskiden bize daima hıyanet ettiğini zaten biliyorduk. Ulak iki kere geri geldi ve cevap alamadan gitti. Yıl devrilmeden bir kez daha gelecekmiş ve dediğine göre bu son olacakmış.
"İşte böylece, Dâin nihayet Bilbo'yu Düşman'ın onu aradığından haberdar edeyim ve eğer mümkünse Düşman'ın bu yüzüğü, bu kıymetsiz mi kıymetsiz yüzüğü ne için istediğini öğreneyim diye, beni size yolladı. Ayrıyeten, Elrond'dan da nasihat istirham etmekteyiz. Çünkü Gölge büyüyor ve yaklaşıyor. Vadi'deki Kral Brand'e de ulaklar geldiğini ve içine korku düştüğünü duyduk. Boyun eğeceğinden korkuyoruz. Ülkesinin doğu sınırları zaten savaşın eşiğinde. Eğer Düşman bizden cevap almazsa, hükmü altındaki insanları Kral Brand'e ve Dain'e karşı harekete geçirebilir.
Gloin iç geçirdi. "Moria! Moria! Kuzey dünyasının harikası! Haddinden fazla derinlere kadar kazıp, isimsiz korkuyu uyandırmıştık orada. Nicedir, Durin'in çocukları kaçtığından beri, Moria'nın engin malikâneleri bomboş yatıyordu. Ama şimdi gene hasretle adını anar olmuştuk; fakat korkuyorduk da, çünkü nice kralın ömrü boyunca Khazad-dûm'un kapılarından geçmeye cüret etmiş tek bir cüce vardı, o da Thror idi ve orada can vermişti. Buna rağmen sonunda Balin fısıltıları dinledi ve gitmeye azmetti; Dâin ona iznini gönül rızasıyla vermedi gerçi, ama o yanına Ori'yi, Oin'i ve halkımızdan daha nicesini alıp güneye gitti.
"Bu otuz yıl kadar önceydi. Bir süre haber aldık onlardan, haberler de iyiye benziyordu: Moria'ya girmiş ve büyük işlere başlamışlardı. Sonra sesleri solukları kesildi ve o zamandan bu yana Moria'dan tek bir kelime bile gelmedi.
"Sonra, bir yıl kadar önce Dain'e bir ulak geldi, ama Moria'dan değil - Mordor'dan: Gece vakti Dâin'i cümle kapısına çağıran bir atlı. Onun deyimiyle Büyük Hükümdar Sauron, bizim dostluğumuzu di-lermiş. Karşılık olarak da yüzükler verecekmiş, eskiden verdiği gibi. Ve haberci ısrarla hobbitlere dair sorular sordu: ne cins olduklarını, nerede yaşadıklarını. 'Çünkü' dedi, 'Sauron sizlerin vaktiyle bunlardan birini tanımış olduğunuzu biliyor!
"Bunun üzerine biz pek sıkıntılandık ve cevap vermedik. Derken atlı o korkunç sesini alçalttı, elinden gelse tatlı tatlı konuşacaktı. 'Sauron sizden sırf dostluğunuzun küçük bir nişanı olarak bu hırsızı yakalayıp,' dedi aynen bu kelimeyle, 'ondan bir zamanlar çalmış olduğu küçük, kıymetsiz mi kıymetsiz bir yüzüğü rızası olsa da olmasa da geri almanızı istiyor. Bu Sauron'un gönlünü çelen basit bir oyuncak sadece, ama sizin iyi niyetinizin teminatı olacaktır. O yüzüğü bulursanız eskiden cüce atalarınızın olan üç yüzüğü geri alırsınız, Moria beldesi de ebediyen sizin olur. Sırf hırsızın haberini, hâlâ yaşayıp yaşamadığını, nerede yaşadığını bulsanız bile, hem büyük bir ödül hem de Hükümdar'ın sonsuz dostluğunu kazanırsınız. Bir reddedin hele, o zaman işler pek de hoş görünmeyecektir gözünüze. Reddediyor musunuz?
"Burada nefesi aynı bir yılan tıslaması gibi çıkınca etraftaki herkesin tüyleri diken diken oldu ama Dain, 'Ne evet, ne hayır diyorum. Bu mesajı ve zarif kisvesinin ardında ne mana taşıdığını düşünmem icap ediyor,'dedi.
"O, iyi düşünün, ama çok uzamasın,! dedi.
"Vakit benim vaktim, istediğim kadar düşünürüm,' diye cevapladı Dain.
"O, 'Şimdilik,' diyerek karanlığın içine doğru sürdü atını.
"O geceden beridir, kasvet yüklü şeflerimizin yürekleri. Ulağın sesi öyle iç bulandırıcı olmasa da, sözlerinin hem tehdit ve hem de hile taşıdığından şüphe duyacak değildik; çünkü Mordor'a yeniden giren o kudretin değişmediğini ve eskiden bize daima hıyanet ettiğini zaten biliyorduk. Ulak iki kere geri geldi ve cevap alamadan gitti. Yıl devrilmeden bir kez daha gelecekmiş ve dediğine göre bu son olacakmış.
"İşte böylece, Dâin nihayet Bilbo'yu Düşman'ın onu aradığından haberdar edeyim ve eğer mümkünse Düşman'ın bu yüzüğü, bu kıymetsiz mi kıymetsiz yüzüğü ne için istediğini öğreneyim diye, beni size yolladı. Ayrıyeten, Elrond'dan da nasihat istirham etmekteyiz. Çünkü Gölge büyüyor ve yaklaşıyor. Vadi'deki Kral Brand'e de ulaklar geldiğini ve içine korku düştüğünü duyduk. Boyun eğeceğinden korkuyoruz. Ülkesinin doğu sınırları zaten savaşın eşiğinde. Eğer Düşman bizden cevap almazsa, hükmü altındaki insanları Kral Brand'e ve Dain'e karşı harekete geçirebilir.
Nori
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir. Nori Durin’in soyundan geliyordu ve Thorin Meşekalkan’ın uzaktan akrabasıydı. Nori’nin başlığı mor renkteydi ve flüt çalıyordu.Nori düzenli yemeyi severdi.
Nori’de Yalnız Dağ yolculuğu için Thorin tarafından seçildi.Kafile kurtlardan kurtulmak için ağaçlara tırmandığında Nori Bilbo’nun aşağıda kaldığını fark etti.
Hobbit demiş ki
Hırsızı yine geride bıraktınız, dedi Nori aşağı bakan
Dori’ye.
Nori Beş Ordular Muharabesin’den sağ çıktı ve Yalnız Dağ’a yerleşti.Yüzük Savaşları sırasında orada yaşıyordu. Nori’nin ölüm tarihi bilinmez.
Oin
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir. Oin 2774’te doğdu. Groin’in en büyük oğludur. Onların ailesi Durin’in soyundan geliyordu. Oin Thorin tarafından seçilmişti. Başlığı kahverengiydi. Aynı kardeşi Gloin gibi o da ateş yakma da ustaydı.
Oin Beş Ordular Muharabesi’nden sağ çıktı. 2989’da Oin Moria’ya olan yolculuğunda Balin’e eşlik etti. 2994’te Oin Sudaki Gözcü tarafından öldürüldü. Ölümü ise 3019’da Kardeşlik’in keşfettiği Mazarbul Kitabı’na kaydedildi.
Ori
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir. Ori Durin’in soyundan geliyordu ve Thorin’in uzaktan akrabasıydı. O Thorin’e Kafile için adam bulmada yardım etti. Ori’nin başlığı griydi ve flüt çalıyordu. Gayet okunur ve güzel yazıyordu ayrıca yazarken Elf harflerini kullanıyordu.
2989’da Ori Moria’ya olan yolculuğunda Balin’e eşlik etti. 2994’te Mazarbul Kitabı’na, olan olayları yazmaya başladı. Balin’in ölümünü, Oin’in Sudaki Gözcü tarafından katledilmesini ve orkların saldırılarını yazdı.
Gandalf demiş ki
Bu güzel işte: Elf harfleriyle iri, rahat bir yazı."
Gimli demiş ki
Ori'nin yazısıdır. Çok güzel ve hızlı yazardı, genellikle de
elf harfleri kullanırdı.
Gandalf demiş ki
Korkarım o güzel yazısıyla kötü haberler kaydetmek zorunda
kalmış. Belirgin ilk sözcük elem, fakat satırın gerisi kaybolmuş, galiba önceki
diye bitiyor yalnız. Evet, bu önceki olmalı, sonra da şöyle devam ediyor “gün
Kasım'ın onu, Moria Hükümdarı Balin Gölgelidere Vadisi'nde vefat etti. Tek
başına Aynagöl'e bakmaya gitmişti. Kayaların arkasına saklanmış bir ork onu
vurdu. Orku telef ettik ama daha fazla sayıda doğudan, Gümüşdamarı'ndan çıkıp…”
Sayfanın geri kalan kısmı o kadar, silik ki hemen hemen hiçbir şey
anlaşılmıyor, ama şu kadarını okuyabiliyorum, kapıları sürgüledik, sonra onları
uzun süre tutabilir eğer ki, sonra galiba korkunç ve ıstırap. Zavallı Balin!
Üstlendiği unvanı beş sene bile taşıyamamış anlaşılan. Sonra ne olduğunu merak
ettim; fakat son birkaç sayfayı çözecek kadar zaman yok. İşte sayfaların en
sonuncusu."
Durdu ve iç geçirdi.
Gandalf demiş ki
Acı bir hikâye. Korkarım sonları kötü olmuş. Dinleyin!
“Dışarı çıkamıyoruz. Dışarı çıkamıyoruz. Köprü'yü ve İkinci Salon’u ele
geçirdiler. Frâr, Loni ve Nâli orada öldü.” Sonra dört satır lekelenmiş, sadece
şunları okuyabiliyorum “5 gün önce gitti.” Son satırlar şöyle,”…göl Batı
Kapısı'na kadar yükseldi. Sudaki Nöbetçi Oin'i kaptı. Dışarı çıkamıyoruz.
Sonumuz geldi, sonra, davullar, derinliklerdeki davullar…” Acaba ne demek
istiyor. Son yazı, elf harfleriyle alelacele bir karalama: “Geliyorlar.” Başka
bir şey yok.
Ori ve Balin’in birliğindeki diğer tüm cüceler orklar tarafından öldürüldü.
Dori
Thorin ve Kafilesi’nin cücelerinden biridir. Dori Durin’in soyundan geliyordu ve Thorin’in uzaktan akrabasıydı. Dori gruba Thorin tarafından seçildi. Dori’nin başlığı mordu ve flüt çalıyordu.
Dori Kafile’de en güçlü cüceydi ve yemeğe düşkündü. Dori çok seviyeli ve iyi bir arkadaştı. Kafile orklardan ve kurtlardan kaçarken Bilbo’yu hep sırtında taşıdı. Orklardan kaçarken Bilbo düştü ve Tek Yüzük’ü buldu.
Kurtlar tarafından kuşatıldıklarında cüceler ağaçlara çıktılar; ama Nori Bilbo’nun aşağıda kaldığını gördü ve Dori’ye söyledi. Dori’de inip onu yukarı çıkarttı. Kafile Kartallar tarafından kurtarıldığında da Bilbo yine Dori’ye tutunuyordu.
Dori Beş Ordular Muharabesi’nden sağ çıktı ve Yalnız Dağ’a yerleşti. Yüzük Savaşları sırasında da orada yaşıyordu. Dori’nin ölüm tarihi bilinmez.